Beşiktaş’ta 17 Aralık’ta yapılacak olağanüstü seçimli kongrede başkanlığa aday olacak isimler netlik kazanmaya başladı. Milliyet’in usta kalemlerinden Bilal Meşe, Ahmet Nur Çebi’nin son yönetim kurulu toplantısındaki talebini köşesine taşıdı.
Beşiktaş’ta seçim tarihi 17 Aralık olarak açıklandı. Siyah-beyazlılar 35. başkanını seçecek. Beşiktaş’ın mevcut başkanı Ahmet Nur Çebi’nin aday olup olmayacağı henüz netlik kazanmadı. Milliyet’in usta kalemlerinden Bilal Meşe, siyah-beyazlılardaki seçim sürecine dair flaş bir gelişmeyi köşesine taşıdı. Bilal Meşe, Ahmet Nur Çebi’nin son yönetim kurulu toplantısındaki talebini kaleme aldı.
Bilal Meşe’nin ‘Yönetimi bırakın, takıma sahip çıkın’ başlıklı yazısı şu şekilde:
Beşiktaş sevdalılarının ne kadar vefalı olduklarını iyi bilirim. Öyle ki, “Bir gün değil, her gün Beşiktaş” sloganları benim için bir numaradır, çok derin anlamlar içerir.
Hiç alınma, kırılma olmasın. İyisiniz, hoşsunuz, Kartal’ın tribünlerde en büyük ateşleyici gücüsünüz, örneksiniz. Bu kadar övgüden sonra gelelim asıl derdimize! Beşiktaş’tan çok başkanlar ve yöneticiler geçti, o koltuklara oturanların mutlaka bir çivisi vardır Kartal’da, inkar edemeyiz.
Çok uzaklara gitmeye gerek yok, rahmetli Efsane Başkan Süleyman Seba’yı bir kez daha anmadan geçemem. Arkadaş, 16 yıllık başkanlığı sürecinde tam tamına 21 kupa kazandı, kolay mı? Durun bitmedi; gökdelenler, araziler, gayrimenkuller say say bitmez. Kartal’ın tarihinde bana göre en büyük başarılara imza atan, tarihe altın harflerle geçen başkandır Süleyman abi, tersini de kimse iddia edemez. Bunlar tarihi gerçeklerdir beyler!
Böylesi başarılara imza atmış efsaneyi, “Yeter artık Seba”, “Ahmet Dursun, Seba gitsin” sloganlarınızla küstürdünüz, kırdınız, gönderdiniz!
Keza Serdar Bilgili, keza Yıldırım Demirören, keza Fikret Orman tribünlerin baskısından kenara çekildiler. Şimdilerde ise Başkan Ahmet Nur Çebi’yi hedef tahtasına koydunuz! Çebi’nin bir şampiyonluğu var, belki bu anlamda başarısız olabilir, ancak Beşiktaş gibi bir kurumu mali yönden düzlüğe çıkardığını da unutmayalım. Personeller ve futbolcuların hak edişleri tıkır tıkır ödeniyor, bu da büyük başarıdır bence. Para sıkıntısı olan yerde başarı hayalden öteye gitmez arkadaş, gitmez!
Demem o ki, değirmen gibisiniz Beşiktaş sevdalıları, bu alışkanlığı neredeyse geleneksel hale getirdiniz. Tabii ki lafım bu yöntemi seçenleredir, bu yol, doğru yol değildir. Girişteki sloganınızla, son yıllardaki davranışlarınızla hiç örtüşmüyor bilesiniz. Gerek kulübünüze, gerekse takıma zarar veriyorsunuz, asırlık çınarı yıpratıyorsunuz.
ÇEBİ HENÜZ KARARINI VERMEDİ
Başkan Çebi’nin yeniden aday olup, olmayacağı belirsizliğini koruyor. Yönetim kurulu toplantısında arkadaşlarından düşünmek için süre istedi, biliyorum. Çebi’nin kararı 17 Aralık’ta yapılacak olağanüstü kongrede başkan adaylarının sayısını da belirleyecek. Velev ki Başkan Çebi, çekildi, yarışa bakalım kimler katılacak?
İşte sandık, eyyy başkan adayları, projelerinizi camiaya anlatmanın tam zamanıdır, çıkın ortaya. Kişisel düşüncem başkan adaylarının sayısal çokluğudur. Kaldı ki sandık demokrasinin vazgeçilmezidir, her kongre üyesi aday olabilir.
Kongre üyeleri kimi seçiyorsa, bizlere de saygı duymak düşer. Başarılarını alkışlarız, yanlışlarını eleştiririz, bu da bizim mesleğimizin gereğidir.
Filmi yeniden Beşiktaş sevdalılarına çevirelim… Adaylardan en fazla oy alan seçilecek, takımın ligdeki durumu belli, zirve yarışının şimdilik uzağında. Şimdilik diyorum çünkü sezon sonu için hiç kimse şu aşamada kesin bir öngörüyü ortaya koyamaz. Yani ‘Kartal için her şey bitmiştir’ diyemez!
Tıpkı bizler gibi o sandıktan çıkacak sonuca destek vermek, sizlerin de asli görevinizdir. Bırakın yönetim kanadıyla uğraşmayı, takımın yanında yer alın, size de yakışan budur.
Vefalısınızdır, bunu geçmişte en kötü günlerde bile yaşayanlardanım, o tabloları inanın ben de özlüyorum. Şu adeta gelenek haline getirdiğiniz huyunuzdan vazgeçin. Yoksa kulübü ve takımı yönetecek ne başkan ne de teknik direktör bulabilirsiniz!
TRANSFERDE STRATEJİ HATASI
Burak Yılmaz’ı severim, başarılı olmasını isterim. Onun da İsmail Kartal ve Okan Buruk kervanına katılmasını bir yerlici olarak çok arzu ediyorum.
“Teker kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur’ derler. Bu anlamda uyarıları, eleştirileri zamanında yapmak gerekir ancak görünen bazı gerçekleri de ‘es’ geçemeyiz.
Örneğin yönetim kanadı koşullar ne olursa olsun Saiss ile Redmond’u mutlaka takımda tutulmalıydı. Demem o ki, 10 tane oyuncuya 20 milyon euro maaş vermek yerine, 4 tane kaliteli oyuncu alınsaydı, taraftar nezdinde umutlar bu kadar erken solmazdı! Görüyoruz ki oyunu savunmadan başlatmak biz dahil Avrupa’nın her ülkesinde uygulanıyor. İyi hoş da, bazen uzun toplar riski azaltmak için iyidir. Derbi maçını anımsayın, ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır!