ABD basını Yahudilerin en büyük düşmanı olarak kabul edilen Adolf Hitler’in ülkesinin nasıl İsrail’in en büyük dostlarından biri haline geldiğini yazdı.
İsrail 7 Ekim’de Hamas’ın saldırısıyla birlikte 50 yıl sonra resmi olarak savaş ilan etti. Bu karar sonrası Gazze’ye yönelik hava saldırılarına başlayan Tel Aviv, daha sonra kara harekatı kararını onayladı. Gazze’yi kuzeyden ve güneyden kuşatan İsrail ordusu 10 binden fazla insanı katletti, yine on binlercesini de yaraladı. Bu sayının büyük bir çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturuyor.
PEŞ PEŞE RETLER
Savaşın başlamasıyla beraber Batılı ülkeler İsrail’e olan kesintisiz desteğini açıklarken bunlardan biri de İkinci Dünya Savaşın’da Yahudilere yönelik soykırım yapan Adolf Hitler’in memleketi Avusturya idi. Avusturya Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Gazze’de “acil, kalıcı ve sürekli bir insani ateşkes çağrısında bulunarak çatışmaların durdurulmasının” istendiği karar tasarısına ret oyu verdi, dahası Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının durdurulmasına yönelik bir insani ateşkese karşı olduğunu belirterek, Hamas’ın böyle bir durumda toparlanabileceğini savundu.
İktidarın en büyük ortağı Avusturya Halk Partisi (ÖVP) Milletvekili Martin Engelberg de İsrail’in saldırılarını durdurması için ateşkes talep etmenin uygunsuz olduğunu kaydetti. İsrail’in Avrupa’daki en büyük müttefiği Almanya ise saldırıları kınamasına rağmen Avusturya gibi oylamada ateşkese ret verdi.
İSRAİL’İN AVRUPA’DAKİ GÜÇ ARAYIŞI
ABD merkezli Politico ise Hitler’in memleketi olan Avusturya’nın nasıl İsrail’in en iyi dostu haline geldiğine dair geniş çaplı bir analiz yayınladı. Birleşmiş Milletler’deki ret oyunun İsrailliler için büyük bir sürpriz olduğunu aktardı. Avusturya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nin artık İsrail yanlısı bir Orta Avrupa bloğunun merkezinde yer aldığını öne süren Politico, Gazze’de artan sivil kayıplar devam ederken İsrail’in tepkiler karşısında Avrupa ülkelerini yanına çekmeye çalıştığını yazdı.
“GERÇEK BİR DOST”
Viyana’nın İsrail’e verdiği açık destek, savaş sonrası için aslında bir tehlike arz ediyor. Avusturya yıllardır dünya siyasetinde tarafsız bir yol izliyor, bu destekle beraber izledikleri bu politikadan da keskin olarak saptılar. 2017 yılında Şansölyesi Sebastian Kurz, Avusturya’nın eski yöntemlerine geri dönmeyeceği konusunda İsrail’e ve uluslararası topluma güvence vermek istiyordu.
Kurz, 2021’de Hamas’ın İsrail’e roket atmasının ardından İsrail bayrağını ofisinin ve dışişleri bakanlığının üzerine çekti. İkili ilişkilerdeki iyileşme, ekonomik bağların daha da yakınlaşmasını ve İsrail’in Avusturya’ya yönelik turizminde patlamayı teşvik etti. Avusturya’nın İsrail’e ihracatı 2018’den 2022’ye kadar yüzde 50 arttı. Pek çok Avusturyalı Yahudi için bu büyük değişim dikkat çekiciydi.
YAKLAŞAN BİR FELAKET
Ancak daha sonra Merkez sağ Halk Partisi’nin açıkça Yahudi karşıtı Özgürlük Partisi ile koalisyon kurma kararı, Kurz’un çabalarını gölgede bıraktı, zaten Kurz da kısa bir süre sonra bir yolsuzluk soruşturmasıyla görevden alındı.