Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek canlı yayında Kur Korumalı hesaplar için önemli açıklamalarda bulundu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Büyüme güçlü ve önümüzdeki dönemde yavaşlama ihtimali varsa da 2023’e ilişkin OVP’deki öngörülerimizle paralel gidiyor. Programda yüzde 4.4’lük büyüme öngörmüştük. Belki düşük gibi gelebilir ama küresel büyüme yüzde 3, muhtemelen altında olacak. Dolayısıyla küresel büyümenin 1.5 katı hızlı büyüyor olacağız. 2023’te OVP’deki yüzde 4.4’lük hedefi gerçekleştirirsek ki bu rakamlar onunla tutarlı. Küresel büyümenin üzerinde bir büyüme sağlamış olacağız. İstihdam artışı çok güçlü.
‘BÜYÜME YENİDEN DENGELENMEYE BAŞLADI’
Burada önemli olan bir husus var. Büyümenin yeniden dengelenmesi burada da yeniden dengelenme başladı. Net ihracatın etkisi bir önceki çeyreğe baktığınız zaman eksi yüzde 4.9’du. Şimdi onun negatif etkisi azaldı. Eksi 2.6’ya düştü bu önemli. İç talebin etkisi yüzde 8.8 puanlıktı, 8.5’e geriledi.
‘BU ÇOK ANLAMLI VE CESARET VERİCİ’
Programın amacı büyümeyi yeniden dengelemek. Büyüme güçlü, bu çok anlamlı ve cesaret verici. OVP’nin hedefi kalite noktasında da hedeflerimizi gerçekleştirmek. İç talep daha ılımlı hale dönerken net ihracatın etkisinin olumluya dönmesini bekliyoruz. Böylece Türkiye daha sürdürülebilir yüksek büyüme patikasına girmiş olacak.
Verimlilik artışı doğru yatırımlarla reformlarla olur. Yatırımların üretken alanlara kaydırılması, bu programımızın önemli bir hedefi. Bir taraftan reformlarla rekabet ortamını iyileştirerek verimliliği artırmak. Büyümenin iki ana motoru bir taraftan verimlilik artışı bir taraftan da fiyat istikrarını sağlayarak var olan imkanları üretken alanlara kanalize ederek büyümenin yüksek tutulması, verimliliğin yüksek tutulması.
‘BUNA HAZIRLIKLI OLMAMIZ LAZIM’
Büyümenin beklenenden yüksek çıkması olumlu, yeniden dengelenmenin başlaması olumlu, bu yeterli değil. Önümüzdeki dönemde büyüme bir miktar yavaşlayacak buna hazırlıklı olmamız lazım. Önemli olan Türkiye’nin OVP ile yüksek sürdürülebilir patikasına girmesi, bunu da başaracağız.
YERLİ, YABANCI YATIRIMCILARLA OVP’Yİ PAYLAŞTINIZ, OVP’NİN SATIR BAŞLARI İLE HEDEFLERİ NELERDİR?
Orta Vadeli Program’ımız eylül ayında paylaşıldı. Biz fiilen uygulamasını hazirandan itibaren başlatmıştık. Birkaç önemli bileşeni var. Birinci bileşen dezenflasyon programı. Enflasyonu kontrol altına alıp tek haneye indirecek program. En önemli bileşen fiyat istikrarıdır. Hedefimiz bu sene enflasyonu kontrol altına almak. Burada para politikasında rasyonelleşmeye gittik. Bu devam ediyor. Merkez Bankası gerekeni yapıyor.
İkinci olarak maliye politikası ayağında bizim depreme rağmen mali disiplini tesis etme çabamız var. Türkiye’nin mali disiplin noktasındaki duruşu hükümetlerimiz döneminde çok güçlü. 20 yıla bakarsanız bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2.4. OVP’de bu açığın yüzde 6.4’e kadar yükselmesi ihtimalini öngördük.
Gelir performansımız çok daha güçlü, harcamalarda çok tutumlu davranıyoruz. İkisinin bileşeni olarak çok büyük ihtimale bütçe açığı OVP’de öngörülenden biraz daha düşük olabilir. Bu da önemli bir hedef.
‘TÜRKİYE’NİN REKABET GÜCÜNÜ ARTIRMAK İSTİYORUZ’
Üçüncü hedef yapısal dönüşüm, yani yapısal reformlar, Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak istiyoruz. İstihdamı artırmak istiyoruz.
Programın hedefleri tek haneli enflasyon, tek haneli enflasyon kalıcı refah artışının ön koşuludur. Bütçe açığının OVP sonucunda yüzde 3’ün altına düşürülmesi önemli bir hedef. Uluslararası en iyi normları baz alıyoruz.
Cari açığı azaltacak enflasyonu kontrol altına almamıza yardımcı olacak büyümede yeniden dengelenme lazım. Yeniden dengelenmeye ihtiyacımız var. Bu da başladı.
Diğer hedef rezervlerin güçlendirilmesi, Türkiye’nin rezervlerini güçlendireceğiz. Geniş anlamda rezervlerin vadesi 1 yıldan az olan dış borçlanma oranını 1’e doğru yükseltmek. Şu anda 0.84 civarındayız, yükselmiş durumda. Bunu 1 düzeyine çıkarmak istiyoruz.
KKM AÇIKLAMASI: İLAVE ADIMLAR ATABİLİRİZ
Diğer bir hedefimiz KKM’den çıkış. KKM bir koşullu yükümlülüktü devlet için. Bunun zamanla bitirilmesi gerekiyor. Buna yönelik çalışmalarımıza başladık. KKM’de de azaltılması noktasında ilerleme sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde ilave adımlar atabiliriz.
YABANCILAR OVP’Yİ NASIL DEĞERLENDİRİYOR, PROGRAMA GÜVEN OLUŞTU MU?
Bu program çalışıyor, tutarlılığı, güvenilirliği var. Dışarıda programa içeride de programa güven artıyor. Türkiye’nin küresel risk algısı düşüyor. Bunun en önemli göstergesi risk primidir. CDS’ler Türkiye’de mayıs ayında 700’ün üzerine çıkmıştı. Dün itibarıyla 330 civarına indi. Gelişmekte olan ülkelerde durum nasıl? Haziran-Kasım arasında gelişmekte olan ülkelerin CDS’leri 45 baz puan düşerken Türkiye’de 370 baz puan düştü. Türkiye’nin CDS’lerinde başka ülkelere göre muazzam bir düşüş var. Türkiye’nin risk algısı iyileşiyor. Türkiye’yi riskli görenler azalıyor. Bu program sonrası ortaya çıkmış bir durum. Programa ciddi bir güvendir.
İkinci olarak sermaye girişi başladı. Ocak-Mayıs döneminde Türkiye portföy akımları anlamında baktığınız zaman net olarak 2.9 milyar dolarlık çıkış olmuş. Haziran-Eylül dönemine baktığınız zaman 5 milyar dolarlık net artış var. Bu çok ciddi bir rakam.
‘TÜRKİYE’NİN HİKAYESİ GÜÇLÜ’
Türkiye’nin risk primi gelişmekte olan ülkelere oranla dramatik bir şekilde düştü. Sermaye girişi güçlendi. Eylül ayında gelişmekte olan ülkelerde 14 milyar dolar net sermaye çıkışı var. Türkiye’ye net giriş var. Ekim ayında gelişmekte olan ülkelerden net sermaye çıkışı var. Türkiye ayrışıyor. Türkiye’nin hikayesi güçlü, yeni bir programı var.
‘KUR OYNAKLIĞI DÜŞTÜ’
Rezervlerimiz güçlendi. Türkiye’nin rezervleri mayıstan bu yana 36 milyar dolar arttı. Güven olmazsa kaynak girişi olmazsa 36 milyar dolarlık rezerv artışı mümkün değil. Diğer bir husus kur oynaklığı. Kur oynaklığı mayıs ayında neredeyse yüzde 57 civarındaydı. Kasımda bu 8’in altına düştü. Kur oynaklığı bir bant olsa Türkiye şu anda kur oynaklığının en düşük olduğu ülkelerden birisi haline geldi. Bu programa güven var, ilgi var.
‘TÜRKİYE’YE DAHA DA İLGİ ARTACAK’
Gelecek senenin ikinci yarısında küresel finansal koşullar daha elverişli hale gelecek. Fed, Avrupa Merkez Bankası gibi bankalar çok büyük ihtimalle faiz indirimlerine başlayacaklar. Bu risk iştahını artıracak. Programı güçlü olan Türkiye’ye daha da ilgi artacak.
KATAR VE BAE GÖRÜŞMELERİ HAKKINDA: MEYVELERİNİ ALMAYA BAŞLAYACAĞIZ
Yatırımcılara gittik Türkiye’nin programını anlattık, yol haritasını paylaştık, yeni hikayeyi anlattı. Buna ilgi yoğun. Dünya Bankası OVP açıklandıktan hemen sonra ben Türkiye’ye taahhüt ettiğim kaynak miktarını 17 milyar dolardan 35 milyar dolara çıkarıyorum. Ben bu programı güvenilir görüyorum. Başarılı olacağına inanıyorum. Körfez’den çok ciddi ilgi var. Bu kaynak yatırıma dönüşecek. Katar ile konuşuyoruz. BAE ile program sonuçlandırdık meyvelerini almaya başlayacağız. İlgi çok.
‘TÜRKİYE BU DÖNEMDE KAYNAK ÇEKİYOR’
Gelişmekte olan ülkelere sermaye akışı zayıf. Eylül ayında 14 milyar dolarlık net çıkış var Ekim ayında 3 milyar doların üzerinde bir çıkış var bunlar büyük rakamlar. Türkiye bu dönemde kaynak çekiyor.
Ciddi bir kaynak girişi var bu kaynak girişi artarak devam edecek. Önümüzdeki yılın ikinci yarısından itibaren güçlü bir şekilde artacak.
Enflasyonu tek haneye düşürme çabamız doğrudan yatırımları da olumlu etkileyecek. Öngörülebilirlik arttıkça doğrudan yatırımlar da artacak. Biz kurala dayalı öngörülebilir bir modelle devam ettiğimiz sürece Türkiye’ye yatırımcı ilgisi hem içeriden hem dışarıdan artacak.
VERGİ HAKKINDA: CİDDİ ADIMLAR ATACAĞIZ
Önümüzdeki dönemde biz liralaşma politikasını desteklemek amacıyla piyasa koşulları el verdiğinde vergi teşvik, vergiyi unsur olarak kullanıp bu sürece katkıda bulunabiliriz. Bizim amacımız, şu anda ben zamanlama olarak doğru olduğuna inanmıyorum. Önümüzdeki dönemde oturacağız. Daha adil bir vergi sistemi, verginin tabana yayılması konusunda ciddi adımlar atacağız. Şu anda hummalı bir reform çalışmamız var.
Önemli olan kaynakların üretken alanlara kaydırılması, yüzde 40’lık vergiye ilişkin yetki bir yetkidir. Onun piyasa şartları elverir mi, hangi düzeyde ne zaman nasıl yapılacağı hususu daha sonra değerlendirilecek bir husustur. Belki hiçbir zaman uygulamaya konulmayacak. Şu anda yüzde 40 vergi getirmiyoruz. Bir yetki alınıyor. Piyasanın, programın ihtiyaçlarına bakacağız.