7 Ekim’in dizisini çekmişler

DIŞ HABERLER SERVİSİ – İsrail’in Gazze’deki harekatı sürerken, 7 Ekim’de Hamas tarafından gerçekleştirilen ve savaşın başlamasına neden olan saldırıyla ilgili dikkat çekici detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. İsrail istihbaratı ve Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) saldırıyla ilgili yaşadığı zaafiyet uzun süredir ülkenin gündeminde.

Birimlerin 7 Ekim’deki saldırı öncesi oldukça ciddi istihbarat aldığı ancak bunun önemsenmediği ve görmezden gelindiği gibi haberler bir süredir yayınlanıyor. Nitekim son olarak KAN 12’de yer alan haberde, alınan istihbarata karşı hareket etmekte yaşanan zaafiyet gözler önüne serildi. Habere göre, İsrailli yetkililerin, Hamas’ın planlarına dair haberdar edilmeleri 2022’nin Temmuz ayına kadar uzanıyor. Bu dönemde, İsrail ordusunun Gazze istihbarat görevlileri “Hamas’ın büyük işgal planı” adıyla bir rapor hazırladı. Raporda, Hamas’ın 20 ‘Nuhba Gücü’ mangasının Gazze’den çıkarak İsrail’in güneyini işgal ettiği bir harita dahi yer aldı.

Raporda, bu mangaların sınırdaki koruma bariyerlerini aşmak için mühendislik takımlarıyla birlikte hareket edeceği ve aynı anda çok sayıda noktadan giriş yapmaya çalışacağı aktarıldı. Raporda, bu işgalin ‘İsrail ordusunun ülke savunmasında karşılaşacağı en büyük tehdit olduğu’ ifadesi dahi kullanıldı.

Saldırı öncesi e-mail!

KAN 12’nin haberinde, İsrail ordusunun istihbarat birimlerinin 7 Ekim saldırısından 3 ay önce toplantı gerçekleştirdiği ve güney bölgelerindeki komutanların uyarılması gerektiği yönünde görüşlerin bildirildiği de aktarıldı. Ayrıca 1 Ekim’de Gazze Tümeni komutanı, ‘Nuhba güçlerinin tatbikatlarında keskin bir artışı’ tespit eden bir durum değerlendirmesi verdi. Bu değerlendirmeye ilişkin raporda, altı Hamas taburunun haftada bir veya iki kez Gazze’nin kuzeyinde ve Han Yunus’ta tatbikat yaptığı belirtildi.

Haberin en dikkat çekici kısmı ise 6 Ekim’i 7 Ekim’e bağlayan gece, saldırıdan saatler önce, Gazze sınırındaki bir IDF üssünden, yaklaşan saldırı hakkında “Gazze’den gelen bazı işaretler”i anlatan bir e-posta gönderilmesi. Aynı zamanda Şin Bet güvenlik teşkilatı da bir şeylerin ters gittiğinin işaretlerini gördü. Tüm bu anormallik üst birimlere bildirildi ancak bunun sadece yeni bir tatbikat mı yoksa gerçekten bir işgal harekatı mı olduğu tespit edilemedi. Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin durumdan haberdar olduğu ancak büyük bir hazırlık onayı vermek için yeterli bilgiye sahip olmadığı ifade ediliyor.

Habere göre Hamas’ın kendi televizyonunda geçtiğimiz yıl yayınladığı bir program da dikkat çekiyor. 2022’de Ramazan ayında yayınlanan dizide, Hamas’ın İsrail topraklarına saldırdığı İsrail kibbutz’larına baskınlar düzenlediği görüntüler yer alıyor. Dizide İsrail askerlerinin rehin alındığı görüntüler de var. Hatta, Hamas’ın Gazze sorumlusu Yahya Sinwar’ın bu dizinin yapımcılarına ödül verdiği ve törende yaptığı konuşmada, “Bu dizidekiler bizim Kassam Tugayları ile yaptığımız hazırlıkların ayrılmaz bir parçasıdır” ifadelerini kullanıyor.

İsrail’in peşinde olduğu Hamas’ın Gazze sorumlusu Yahya Sinwar, dizinin ödül törenine katıldı.

Netanyahu’nun davası sürüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkındaki yolsuzluk davası, ülkenin Hamas’a karşı savaşına rağmen yeniden görülmeye başladı. Dava, Hamas’ın 7 Ekim’deki İsrail’in güneyine düzenlediği kanlı saldırının ardından askıya alınmıştı.

Öte yandan Netanyahu’ya kendi partisi içindeki muhalefet yükseliyor. İktidardaki Likud partisinin üst düzey üyelerinden biri olan Ekonomi Bakanı Nir Barkat, devam eden savaş sonrasında Netanyahu’nun partideki 18 yıllık liderliğine, partinin “değişime ihtiyacı olduğunu” söyleyerek meydan okudu. Barkat’ın Netanyahu’ya karşı aday olmayı planladığı ifade ediliyor.

Nükleer üsse füze düştü!

Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği saldırılarda, İsrail’in nükleer silahlarının depolandığı iddia edilen Sdot Micha askeri üssüne de füze isabet ettiği öne sürülüyor. New York Times gazetesinde yer alan habere göre, saldırıda ateşlenen bir roket nükleer füzelerin bulunduğu bir üssü vurdu ve yangına neden oldu. Haberde roketin üsteki füze depolarına isabet etmediği belirtilirken, savaş başlıklarının büyük olasılıkla üsten uzakta ayrı bir yerde tutulduğu tahmin ediliyor. Haberde, Hamas’ın üsteki nükleer füzelerin varlığından haberdar olup olmadığının belirsizliğini koruduğu vurgulandı. Gazetenin ulaştığı İsrail ordusundan kaynaklar da konuyla ilgili yorum yapmayı reddetti.

Han Yunus kuşatıldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentini kuşattılarını duyurdu. Hükümet Sözcüsü Eylon Levy, savaşın bu aşamasının askeri açıdan zor olacağını söyledi. Ardından İsrail tankları ilk kez Han Yunus’un doğusuna girdi. Bölgede İslami Cihad güçleriyle yoğun çatışmalar yaşandığı bildirildi.

Bölgeden şiddetli çatışma haberleri gelirken, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de hayatını kaybeden Filistinli sayısı 16 bin 248’e yükseldi.

Öte yandan sadece Gazze’nin güneyi değil, İsrail’in kara ve hava saldırıları kuzeyde de sürüyor. İsrail ordusu, bölgenin en büyük mülteci kampı olan Cebaliye’nin de kuşatıldığını açıkladı.

Tünellere deniz suyu pompalanacak

İsrail’in, Hamas’ın Gazze Şeridi’nin altındaki karmaşık tünel ağını deniz suyuyla doldurmak için büyük pompalardan oluşan bir sistem inşa ettiği öne sürüldü. Geçtiğimiz günlerde de gündeme gelen iddiayı, bu kez de “Wall Street Journal” haberleştirdi. Söz konusu habere göre, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), El Şati mülteci kampının kuzeyinde birkaç büyük deniz suyu pompasının inşasını Kasım ortasında tamamladı. En az 5’i inşa edilen pompaların her biri, Akdeniz’den saatte binlerce metreküp suyu tünellere pompalayabilecek. 

ABD’li yetkililer, İsrail’in söz konusu plan konusunda kendilerini ilk kez Kasım ayı başlarında bilgilendirdiğini ancak planın ne zaman uygulanacağını bilmediklerini ifade etti. Bir kaynak ise gazeteye, planın birkaç hafta içinde gerçekleşeceğini, bunun da Hamas’ın tüm rehineleri tünellerden çıkarmak için yeterli zamana sahip olacağı anlamına geldiğini söyledi. Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin başkan yardımcısı Jon Alterman, planla ilgili “Deniz suyunu pompalamanın mevcut su ve kanalizasyon altyapısına ne yapacağını söylemek zor. Yeraltı suyu rezervlerine ne yapacağını ve yakındaki binaların stabilitesi üzerindeki etkisini de söylemek zor” dedi.

Diğer yandan, 2015 yılında Mısır da benzer bir yöntem denemiş ve kaçakçıların sınırı geçmesini engellemek amacıyla Refah kapısı yakınındaki tünelleri tuzlu suyla doldurmuştu.