İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘savaş ilanı’ çıkışı sonrası yaşanan son gelişmeleri CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova aktardı.
CHP ve İYİ Parti Cephesinde sular durulmuyor. CHP, Meral Akşener’in savaş ilanını nasıl yorumladı? Parti içinde süreç ile illiği neler konuşuluyor? İYİ Parti’de Meral Akşener’in dünkü konuşmayı yapmasına neden olan sürece ilişkin gelişme var mı? CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova, edindiği kulis bilgilerini paylaştı.
İşte Dicle Canova’nın açıklamaları: Dün bir ara kulislere parti içinde çıkan şiddetli tartışmalar sonrası Meral Akşener’in istifa restini çektiği, onun üzerine çıkıp “Bu bir savaş ilanıdır, varım” dediği konuşuldu. Hatta Akşener dün “Tek girme kararının sorumluluğu bende. Başarılı olmazsa gereğini yerine getireceğim. Bedel ödememi istemiyorsanız çalışacaksınız” dedi. Bu da dikkat çekiciydi.
ÖNCESİNDE PARTİSİNE İSTİFA KARTINI MI GÖSTERDİ?
Konuştuğum bazı parti kurmayları ise “İstifa diye bir şey yok, neden olsun. Kararı veren parti kurulları. Burada sorun, bu karara rağmen başka bir parti ile görüşerek parti içine bir operasyon maşası olarak kullanılanlar” dedi. “İstanbul’dan sonra Ankara’da da bunu yapanlar olursa onlar için de gereği yapılır” mesajı veriliyor ama “Şu ana kadar Ankara’da açıktan böyle bir müzakere yaptığını söyleyen kimse yok” diye de vurgulanıyor.
MERAL AKŞENER NEDEN SAVAŞ DEDİ?
Peki savaş kime? “Savaşı ilan eden biz değiliz. Savaş ilanı varsa biz teslim olmayacağız, bunu söylüyoruz. Partinin aldığı kararı yok saymak, partiyi yok saymak demektir. Partinin hükmü şahsiyetini yok sayanlara ve başka partilerle iş birliği süreci yürütenlere karşı bir tutum” deniyor.
“5 YILDIR OLMAYAN 5 AYDA OLDU”
Ancak parti içinde sular durulmuyor. “Liderlik-ahlak ve yönetim krizi var” diyen de var, “5 yıldır olmayan 5 aydır oluyor” diyen de.
Genel başkan yardımcısı gerekli pozisyonları alamadığı, genel başkanının kalkansız bırakıldığı konuşuluyor. “Herkes havaya bakıp ıslık çalıyor” deniyor. “Peki, bu iş bilmezlik mi yoksa başka siyasi hesaplar sonucu mu?” diye sorduğumda da “Aptallık ile hainliğin sonucu aynıdır” yanıtını aldım.
Mesela İstanbul’da sürecin teşkilat başkanınca doğru yönetilemediği söyleniyor. Genel başkan istedi diye istifa taleplerinin yansıtılması eleştiriliyor. “MYK görevini iyi yapamıyor, yönetim beceriksizliği var” tespitleri yapılıyor. Diğer yandan Meral Akşener’in de kontrolü kaybettiği, çevresinde kendisini doğru yönlendirecek kimseyi bırakmadığı konuşuluyor.
İYİ PARTİ’DE DE CHP’DE DE HESAPLAŞMA 31 MART’TA MI?
Parti içinde şu an sessiz kalan kesim, yerel seçimi bekliyor. Bu yönetim anlayışının orada tartıya çıkacağı vurgulanıyor. Esas hesaplaşma seçim sonrası olacak öyle görünüyor. Ülkücü kökenliler de merkez sağ çizgidekiler de beklemede.
CHP’de de yerel seçim sonucunu bekleyenler, “Seçim sonuçlarına bağlı olarak bir başarı elde edilemezse olağanüstü kurultay da gündeme gelebilir. Ama başarılı olunursa da bazı şeyler artık konuşulur, yüksek sesle söylenmeye başlar” deniyor. Açıktan bir parti içi muhalefet gelişebilir. Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu’nun da durumdan mutlu olmadığı ama yerel seçim nedeni ile kafası karışık morali bozuk olan partililere, “Partiye sahip çıkın” demekle yetindiği vurgulanıyor. Ama seçim sonrası aktif siyasete dönmese de daha etkin müdahil olacağı beklentisi var.
Malum gemiyi limana sağ salim ulaştırmaktan bahsetmişti ve şu anda işlerin rotada gitmediği görüşünde olduğu söyleniyor. Parti içinde yerel seçim sonrasını sessizce bekleyen kesime göre; bir kesim “Kılıçdaroğlu gitti iyi oldu” diyor ama “Özgür Özel geldi, çok iyi oldu” diyen yok tespitleri yapılıyor.
CHP içinde de gelişmelerden rahatsızlık duyanlar var. Bunların bir kısmı Ekrem İmamoğlu’nun bir güç zehirlenmesi yaşadığını, “Yaparım, başarılı olurum. Daha önce de böyle oldu, gene olur” görüşü ile hareket ettiğini düşünüyor ama “Daha önce böyle olması yine olacağı anlamına gelmez” deniyor.
“İYİ PARTİYLE KAVGAYA NE GEREK VAR?” DİYENLER TEPKİLİ
“Durup dururken Meral Akşener ve çevresi ile kavgaya ne gerek var?” sorusu yöneltiliyor. 26 Ağustos’taki konuşmasından bu yana Meral Akşener’e CHP’den yanıt verilmediği, yönetimin açıktan İYİ Parti’ye karşısına alacak bir konuşma yapmadığı hatırlatılıyor. “Genel seçim sürecinde de kavga etmeden iletişimin yürütülmesi başarıldı” deniyor. “Kavga etmeye başlandığı an duygulara hapsolunacağı, gerilimin siyasete faydasının bulunmadığı” söyleniyor. “Yoksa bugün kapıyı açsak oradan çok insan içeri girer” tespitleri var. “Başta belediye başkanı olmak üzere” diye de ekleniyor.
Bazı belde, belediye başkanlarının İYİ Parti’den CHP’ye geçmek istediği, bunların bekletildiği durdurulduğu konuşuluyor. Antalya’da 4 belediye başkanından söz ediliyor. “Üstelik sadece belediyeler veya teşkilat değil, İYİ Parti grubunda da istifaya hazır isimler var” deniyor. Ama “CHP genel merkez yönetiminin İYİ Parti ile kavgalı görünüm vermek istemediği” söyleniyor.
ÖZGÜR ÖZEL’İN İMAMOĞLU RAHATSIZLIĞI
Ekrem İmamoğlu’nun bugünkü tutumundan Özgür Özel’in ve ona yıkın isimlerin de rahatsız olduğu konuşuluyor. “Hatta bugün veya yarın partinin kıdemli bazı isimleri genel başkan Özgür Özel ile görüşmeyi planlıyor. Gördükleri aksayan noktaları iletmek ve süreç ile ilgili önerilerde bulunmak üzere kendi içlerinde de konuştular.
“BÖYLE SÜRERSE TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAZ”
“Böyle sürerse telafisi mümkün olmayan hatalar yaşanabilir, tedbir alınması lazım” deniyor. “Bazı diyaloglardan haberdar olunmuyor, açıklamalarda ortak dil kullanılmalı, ortak strateji ile gidilmeli” tespitleri var.
“AKŞENER’İN AÇTIĞI YOLA GİREMEYİZ”
Meral Akşener’in savaş ilanı karşısında “Sonuna kadar sabırla yürütmek gerekir” görüşünde olanlar var. “Sükûnetimizi korumamız lazım. Ekrem Bey’in bazen Karadeniz damarı tutuyor” deniyor ama “Meral Akşener’in açtığı yola giremeyiz” yaklaşımı var bu kesimde de.
DEM PARTİ İLE İLGİLİ SÜREÇ
Parti içinde bu sürecin de genel merkezce yanlış yürütüldüğünü söyleyenler var. Şeffaf olma politikasının CHP’yi zorlayacağı söyleniyor. 2019’da HDP’nin şart öne sürmeden, sadece iktidara kaybettirme amaçlı hareket ettiğini duyurarak iş birliğine gitmesi sürecin zımni götürülmesi hatırlatılıyor. Bu kez DEM Parti’nin iş birliğini açıktan yapmak istediği vurgulanıyor. Özgür Özel’in de açıktan genel merkezlerine gitmesi, işbirliği sürecine değinmesi ile şeffaflık politikası izlediği hatırlatılıyor. O noktada DEM’in CHP’den bazı talepleri olması bekleniyor. İşte bu taleplerin açıktan karşılanmasının partiyi zora sokacağı, son genel seçimdeki oy kaybının büyük oranda PKK destekçileri ile işbirliği söylemi olduğu hatırlatılıyor. Bu nedenle “DEM ile işbirliğinin sağlanması mümkün olmayabilir” diyenler var. Eğer bu olmazsa İstanbul’un tehlikeye girebileceği tespitleri de yapılıyor.
Ama İstanbul için özellikle Kürt oylara ihtiyaç olduğu net. Bu nedenle CHP’nin de Kürt oyları alabilmek için çabalarını sürdürmesi bekleniyor. Fakat şöyle bir benzetme yapıldı. “2019’da kurdu, kuzuyu ve otu nehrin karşısına geçirmiştik. Şimdi ise teknede delik var ve nehir de timsah dolu” deniyor.