Müjde Esin, dezavantajlı kız öğrencilere bilgisayar, matematik, kodlama, robotik gibi alanlarda teknoloji becerileri kazandırmak için kurduğu KızCode ile 6.500 öğrenciye ulaştı.
Ceyda Ulukaya – KızCode’un hikayesi, Ağrı’nın Patnos ilçesinde başlıyor. Müjde Esin, beş kardeşiyle doğup büyüdüğü evde kız çocuğu olduğu için bazı fırsatlara erişemediğini fark ediyor. Ailesinin maddi gücü olmasına rağmen, üniversiteye gönderilmesi için beş yıl mücadele etmesi gerekiyor. Bu süreçte kitap okuyor ve Prof. Dr. Ünsal Oskay’la tanışmak istiyor. Görüşmede Oskay’ın “Kızım hangi alanda doktora yapıyorsun?” diye sorması üzerine verdiği “Ben daha üniversiteye gidemiyorum” yanıtı dönüm noktası oluyor. Oskay’ın teşvikiyle Beykent Üniversitesi’nde eğitim alan Esin daha sonra dil eğitimi için gittiği İngiltere’de University of Westminster’da yüksek lisansa başlıyor ve ilgisi oradaki göçmen kız çocuklarına yöneliyor.
Müjde Esin’in aklında KızCode fikri böyle filizleniyor ve zamanla Türkiye’de de yeşeriyor: “Pek çok kız çocuğu gibi becerilere sahip olup, bunun desteklenmediği bir ailede büyüdüm. KızCode’u özellikle teknik alanlarda kız çocuklarına yönelik daha iyi bir eğitim modeli geliştirme fikriyle kurdum. Zamanla kız öğrencilerin yanı sıra ailelerle de çalışmaya başladık. Diyarbakır’da köylerde aileleri ikna süreçlerimiz oldu. Biz de teşvik için eğitim bursu sağlıyoruz.”
Olimpiyata hazırlık
KızCode çalışmalarıyla İngiltere, Türkiye ve Dubai’nin yanı sıra BM, Microsoft, LeNovo tarafından da birçok ödüle layık görülen Müjde Esin 7 yılda 6 bin 500 kız öğrenciye ulaştı. Çalışmaları arasında eğitim, atölyeler, mentorluk, eğitici eğitimlerinin yanı sıra ‘Olimpiyat KızCoder’ projesi de var. Amaç, kız çocuklarını bilgisayar, matematik gibi alanlarda TÜBİTAK Bilim Olimpiyatları’na hazırlamak. Başarı gösteren öğrencileri de bursla destekliyorlar.
Esin, “En önem verdiğimiz konu, kızların merak duygularının köreltilmemesi. Merakı olan kız çocuğu çok değerli ve o merakını doğru yere entegre etmek çok önemli. Kodlama, geleceğin okur yazarlık becerisi. Teknoloji gelecekte hayatımızda çok daha fazla yer kaplayacak. Bu alanda eşitliğin ve çeşitliliğin sağlanması belirleyici olacak. Hedefimiz kız çocuklarına yönelik bir teknoloji enstitüsüne dönüşmek ve daha fazla kız çocuğuna ulaşabilecek şekilde üniversitelerle iş birliği yapmak” dedi.
‘Kızlar kendine güvensin’
Duru Özer, 17 yaşında. Kahramanmaraş TOBB Fen Lisesi’nde 12. sınıf öğrencisi. Depremden sonra okul değiştirip İzmir’e yerleşmişler: “Üç yıldır TÜBİTAK Bilim Olimpiyatları’na katılıyorum. Ulusalda iki gümüş, Avrupa Kızlar Bilgisayar Olimpiyatı’nda iki altın madalyam var. KızCode’la 10. sınıfta eğitim alarak tanıştım, sonra eğitim elçisi oldum, özellikle olimpiyat tecrübemi alt dönemdeki kızlara aktarmak için. KızCode dayanışma ve sevgiye dayalı bir topluluk, aile gibi hissediyorum. Olimpiyatlara katılırken bize “Aa kızsınız ama olimpiyatlara mı katılıyorsunuz” diyenler oldu. Evet olimpiyatlarda kız öğrenci sayısı az ve artması gerekiyor. Bir alanda erkek sayısı arttığında kızlar o alana girmede çekingenlik yaşıyor. Bence kızların kendine daha çok güvenmesi gerek. Korkmasınlar, şanslarını denesinler. İstekli olduktan sonra hiçbir şey zor değil.”
Bergüzar Yürüm, 17 yaşında. TÜBİTAK Bilim Olimpiyatları madalyalarının yanı sıra geliştirdiği enkaz altında iletişim kurabilen cihazla Teknofest’te finalist olmuş: “Osman Ulubaş Kayseri Fen Lisesi 12. sınıf öğrencisiyim. KızCode’la 10. sınıfta eğitimlere başladım, sonra eğitim elçisi oldum, diğer kız kardeşlerimize yardımcı olmaya başladım. Benim gibi pek çok kızla tanıştım, daha güçlü durmayı öğrendim. Bilgisayar ve matematik alanına yönelmek istiyorum. ‘Kızlara göre değil’ diyenler oluyordu. KızCode’un da desteğiyle bunları aştık, hedefim iyi eğitim almak.”