İstanbul Adalet Sarayı’na düzenlenen saldırıda iki DHKP-C’li iki terörist etkisiz hale getirildi. Peki bu saldırısının arkasında nasıl bir plan var? Dr. Eray Güçlüer, gerçekleştirilen terör saldırısının şifrelerini Milliyet.com.tr’ye değerlendirdi.
SERCAN DİNÇ/milliyet.com.tr – Geçtiğimiz gün saat 11.35 sıralarında Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na DHKP/C’li iki terörist tarafından silahlı saldırı düzenlenmişti. Saldırıda bir vatandaş hayatını kaybederken, 3’ü polis 6 kişide yaralanmıştı. Saldırının ardından adliye giriş çıkışları ile Çağlayan Meydanı’nda geniş güvenlik önlemleri alındı.
SALDIRININ İZLERİ DEMİR KAPIDA
Adliyenin C Kapı girişindeki demir kapının iki tarafında da kurşun izlerinin olduğu görüldü.
SALDIRIYI DÜZENLEYEN TERÖRİSTLER ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Terör saldırısının ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, akşam saatlerinde İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek açıklama yaptı.
Bakan Yerlikaya, “Bildiğiniz üzere Çağlayan Şehit Mehmet Selim Kiraz adliyemizde silahlı bir terör saldırı girişimi düzenlendi. Her iki teröristin de E-5 yan yol üzerindeki duraktan metrobüsten indikleri metrobüs üst geçidinden adliye yönüne geçiş yaptıkları belirlendi. Teröristler ‘D Blok’ önündeki görevli polis memurlarımız tarafından GBT yapmak için durdurulmuş, ancak kadın terörist önce biber gazı sıkmış, ardından da silahla ateş etmeye başlamıştır. Buradaki bir polisimiz maalesef yaralanmıştır. Teröristler Çağlayan Adliyesi ‘C Blok’ istikametine doğru koşmuş, burada çıkan çatışmada her iki terörist de kahraman polislerimizce etkisiz hale getirilmiştir. Bir vatandaşımız teröristlerin açmış olduğu ateşle maalesef tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir. Üç polis memurumuz, üç vatandaşımız yaralandı ve tedavileri devam ediyor. Hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yaralı polislerimize ve vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum” şeklinde konuşmuştu.
ERAY GÜÇLÜER: İSTİHBARAT KABİLİYETİ ÇOK YÜKSEK
Peki İstanbul Adalet Sarayı’na gerçekleştirilen terör saldırısının şifreleri neler? ‘Türkiye güvensiz ülke’ algısı mı yaratılmak isteniyor? Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ASAM Başkanı Dr. Eray Güçlüer, İstanbul Adalet Sarayı’na yönelik gerçekleştirilen terör saldırısının şifrelerini milliyet.com.tr’ye anlattı.
Güçlüer’in değerlendirmeleri şöyle; Türkiye’yi bir sürecin içerisine soktular. Bu süreç, ‘Türkiye’de sürekli terör olayı var, Türkiye güvensiz ülke’ algısı var. Aslında baktığınız zaman terör olayları öyle toplumsal düzeni bozabilecek, toplumsal anlamda hayatın olağan akışını aksatacak bir durum yaratamıyorlar. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin istihbarat ve operasyonel kabiliyeti çok yüksek olduğu için terörün arkasındaki güçler Türkiye’de arzu ettikleri seviyede bir terör hareketi gerçekleştiremiyorlar.
“HEDEF: TOPLUMUN FAY HATLARI”
Burada bütün terör örgütlerinin yer altındaki gizli bağlantıları ve uyuyan hücreleri ya da karanlık hücreleri yok ediliyor, çökertiliyor. Bunu tekrar harekete geçirebilmeleri kolay değil. Ama dikkat edin çok çeşitli gruplar üzerinden eylemler yapıldı. Marksist gruplar, leninist gruplar, maoist gruplar, PKK etnisite anlamında dini gruplar var. Dini radikal bir takım kökenlerini aldıklarını düşünen DEAŞ gibi terör odakları var. Kendilerini dine göre referansladıklarını iddia eden aşağılık terör örgütleri.
Ama sonuçta bunların hepsi aynı elde. Bunların hepsi aynı elden olduğu için dikkat edin çok çeşitli gruplar üzerinden yaratılan terör hareketleri toplumun çeşitli fay hatlarını tetiklemeye çalışıyor. Neticede bazıları öldürülüyor, ölümler oluyor. Travmatize bir durum.
“TOPLUMSAL DÜZEN ISITILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Şöyle bir şey; ‘Türkiye güvensiz’, ‘Kilise basılıyor’, ‘Cami basılıyor’, ‘Adliye basılmaya çalışılıyor’… Dikkat edin… Burada Afganlı gruplar zikrediliyor, Şeyh Said isyanı zikrediliyor, Dersim zikrediliyor… Bu olaylar üzerinden bazı semboller enerjik içeriğe sahip. Bazı mesajlar o semboller üzerinden Afgan, Dersim isyanı vs. gibi böyle motifler üzerinden topluma veriliyor ki bir algı mühendisliği ile birlikte bu terör ve terör hareketleri sunularak toplumsal düzen aslında ısıtılmaya çalışılıyor.
“BİZ BU DÜNYADA TERÖR KONUSUNDA EN DENEYİMLİ ÜLKELERDEN BİRİYİZ”
Irak’taki askerlerimize yönelik saldırılar gerçekleştirildi. Ama neticede burada bir kesintisiz süreç yaratılmaya çalışılıyor. ‘Sürekli Türkiye’de bir olay var. Sürekli Türkiye’de bir terör hadisesi var’ gibi Türkiye güvensiz ülkeymiş imajı yaratılmaya çalışılıyor. Biz dünyada terör konusunda en deneyimli ülkelerden biriyiz. Böyle saldırı girişimleriyle bir halt edemezler, bunun üstesinden geliyoruz. Bunun arkasındaki güçlerin ellerini, kollarını da kırıyoruz. Hücreler çökertiliyor, onlarla bağlantılı yurt dışında operasyonlar yapılıyor. Bunun bedeli ödetiliyor. Devlet olmak işte budur. Size karşı bir hareket olabilir, önleyemezsin… Terörün doğasında bu vardır. Bir şekilde bu size sızar.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE BAŞ EDEBİLMELERİ MÜMKÜN DEĞİL”
Dünyada bu anlamda kesin güvenli yüzde 100 devlet yoktur. Bunu yapabilirler. Ama önemli olan şu; Terör eylemi yapılınca, teröristin yaptığı son eylem oluyor ve bunun bedelini arkasındaki kökleri, arkasındaki uzantıları çok ağır ödüyor. Türkiye bir olay olduğu zaman bir bakıyoruz ki Irak’ta, Suriye’de veya başka yerlerde ordumuz bazı yerleri vuruyor. Derinleri vurabiliyorlar, diplomatik bazı mesajlar veriliyor. Bazı başka önlemler alınıyor, başka şeylere de operasyonlar yapılıyor.
Türkiye Cumhuriyeti ile baş edebilmeleri mümkün değil. Bunlar toplumsal düzeni ve hayatın akışını bozmaya yetebilecek eylemler değil. Niye? Türkiye’nin istihbarat ve operasyonel kapasitesi bu terör eylemlerinin daha yüksek seviyede olmasını önlüyor.