Menendez’in yerine ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi başkanlığına gelen Senatör Ben Cardin, Türkiye’ye F-16 satışı hakkında açıklamalarda bulundu. Konuyla ilgileneceğini belirten Cardin, İsveç’in üyeliği dışında mevzuların da bulunduğunu ifade etti
DIŞ HABERLER SERVİSİ – Türkiye karşıtı tutumuyla bilinen Bob Menendez’in yerine ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi başkanlığına gelen kıdemli Demokrat Senatör Ben Cardin, Türkiye’ye F-16 satışıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Başkanlıktaki ikinci gününde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cardin, konuyla ilgileneceğini belirtirken, Komite’nin F-16 satışıyla ilgili kararında, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini kabul etmesinden başka konuların da etkili olacağını söyledi. Cardin, “Bu konuyla ilgili yönetimle görüşmeliyim çünkü bu sadece tek bir konuyu değil, birçok konuyu içeriyor” dedi.
Türkiye ile İsveç’in NATO üyeliği konusunu Çarşamba günkü NATO Büyükelçileri toplantısında görüştüklerini vurgulayan Cardin, “Türkiye bunun gelecek ayın ilk yarısında hallolacağını söylüyor. Bu olursa en azından NATO sorunu çözülmüş olur. Ama müzakerelerde ilerledikçe buna ek daha birçok konuyu tartışmamız gerekiyor” dedi.
Olumlu konuşmuştu
16 yıldır komite üyeliğini sürdüren 79 yaşındaki Cardin, yakın dönemde Türkiye ile ilgili olumlu açıklamalarıyla dikkat çeken bir isim. Cardin, geçen yıl Türkiye hakkında yaptığı bir açıklamada iki ülke arasında iyi ilişkiler kurulmasının elzem olduğunu vurgulamış ve “Türkiye önemli bir NATO ortağı. Türkiye ile iyi ilişkiler kurmamız bizim çıkarımızadır” demişti.
Komitenin başkanlığı, Senatör Robert Menendez’in, hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle iç tüzük gereği geçici olarak istifa etmesiyle bu hafta başında Cardin’e geçmişti. Komitenin eski başkanı Menendez, Türkiye’nin F-16 satışına karşı çıkıyordu. Menendez, rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarıyla karşılaştıktan sonra Senato kuralları nedeniyle geçici olarak istifa etti. Washington sıklıkla İsveç’in NATO üyeliğine izin verilmesiyle F-16 satışının ayrı konular olduğunu sıkça dile getirse de, birçok Kongre üyesinin bu iki konuyu beraber ele alması dikkat çekiyor.