Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca 1 Ocak 2024 yılı itibarıyla şehirler arası otobüslerin konum, saat gibi anlık verilerinin paylaşıldığı araç takip cihazı takılacağı açıklandı.
Tüm Otobüsçüler Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Yıldırım, “Şu anda Türkiye’deki 100 bine yakın araçta olması gereken bir sistem bu, ama yüzde 30’unda var, yüzde 70’inde yok. Yani 70 bin araca takılacak, 15-20 günlük süre içinde bunların takılmasının mümkün olmadığını bakanlığa ifade ettik. Zorunluluğu kaldırmayalım fakat yaptırımları erteleyelim. Çünkü çok ağır yaptırımlar geliyor, firmaların kapanmasına kadar olan bir süreci yaşatacaklar” dedi.
Türkiye’de yolcu taşımacılığı alanında en fazla tercih edilen şehirler arası otobüslerde yeni döneme geçiliyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, şehirlerarası otobüslere araç takip cihazı takılacağını, taşıtların konum, tarih ve saat bilgilerinin iki dakikalık periyotlar halinde bakanlığın Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi’ne (U-ETDS) elektronik ortamda iletileceğini ve bu uygulamanın 1 Ocak 2024 yılında başlayacağını açıklandı.
“AKILLI SİSTEMLERİN ETKİN KULLANILIP FİRMALARIN SORUMLULUK ALMASI LAZIM”
Araç takip cihazı uygulamasının Avrupa Birliği’ne uyum süreci içindeki çalışmalardan biri olduğunu belirten Tüm Otobüsçüler Federasyonu Genel Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi Başkanı Mustafa Yıldırım, “2016 yılından beri ertelene ertelene bugüne kadar geldi. Tabi artık ertelenmemesi lazım. Bunun trafik kazalarını önlemede çok önemli bir etken olacağını düşünüyoruz. Artık polisin denetimiyle kazaları önleyemeyeceğimiz ortaya çıktı. Akıllı sistemleri en etkin bir şekilde kullanıp firmaların sorumluluk alması, firmaların şoförlerini denetlemesi lazım. İşte bu araç takip sistemleri, kameralar zorunlu hale geliyor, 1 Ocak’tan itibaren uygulamaya girecek” dedi.
“70 BİN ARACA 15-20 GÜNDE TAKILMASININ MÜMKÜN OLMADIĞINI BAKANLIĞA İFADE ETTİK”
Bakanlıkla geçen haftalarda görüşmelerde bulunduklarını ifade eden Yıldırım, “Şu anda Türkiye’deki 100 bine yakın araçta olması gereken bir sistem bu, ama yüzde 30’unda var, yüzde 70’inde yok. Yani 70 bin araca takılacak, yani 15-20 günlük süre içinde bunların takılmasının mümkün olmadığını bakanlığa ifade ettik. Zorunluluğu kaldırmayalım fakat yaptırımları erteleyelim. Çünkü çok ağır yaptırımlar geliyor, firmaların kapanmasına kadar olan bir süreci yaşatacaklar” diye konuştu. Yıldırım, bakanlığın da yaptırımları erteleme konusunda çalışma yapacaklarını söylendiğini de belirterek, takip sistemi zorunluluğunun kaldırılmaması konusunda ise mutabık kaldıklarını vurguladı.
“YAPTIRIMLARIN 2025’TE UYGULANMAYA BAŞLANMASINI BAKANLIĞA İLETTİK”
Akıllı sistemlerin hayatımıza girmesi ve denetimlerin akıllı sistemler üzerinden yapılması gerektiğini söyleyen Mustafa Yıldırım, şunları ifade etti:
“Ulaştırma Bakanlığı Türkiye’de devrim niteliğinde Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetleme Sistemi’ni kurdu. Bütün araçlar buna uymak zorunda. Asayiş olayları, terör olayları bu sayede önlenebilir oluyor. Bunun ertelenmesini doğru bulmayız ancak yaptırımların ertelenmesini; 70 bin araca bu kadar kısa süre içinde takılması mümkün olmadığı için bakanlıktan rica ettik. 1 Ocak 2025’te yaptırımları uygulamaya başlatın dedik. Bakanlıktan ‘Halletmeye çalışacağız’ dediler. Biz erteleme gibi diye bir şey düşünmüyoruz, artık bunları hayatımıza sokmamız lazım. Türkiye’de çok önemli trafik kazaları yaşanmaması için firmaların sorumluluk alması lazım. Tek merkezden Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı firmaların iç denetim sistemini kurarak bu sistemlerle entegre olup şoförlerini anında takip edip denetlemesi lazım.”
“AKILLI SİSTEMLERİ MONTE EDECEK LİSANSLI FİRMALAR AZ”
Yıldırım, araçlara akıllı sistemler monte edilerek şoförlerin uykusunun gelip gelmediği, ne kadar araç kullandığı, yasal sürelerden daha fazla araç kullanımının engellenmesi için sivil toplum örgütleri olarak Odalar Birliği, Tüm Otobüsler Federasyonu, Türkiye Otobüsleri Federasyonu ortak çalışmalar yaptıklarını belirtti. Akıllı sistemleri monte edecek lisanslı firmaların azlığına da dikkat çeken Yıldırım, “Piyasada şöyle bir sorun var. Bu sistemleri eski araçlara sonradan montaj yapılabilmesi lisanslı firma olması lazım. Türkiye’de lisanslı firma sayısı son derece az. Bu kadar kısa zamanda yetişmeyeceği için erteleme talep ettik yoksa biz yaptırımları bile ertelemeyebilirdik. Dediğim gibi lisanslı firma sayısının yetersizliği, piyasadaki ürün yetersizliği, ürünlerin niteliği bunların hepsinin olması lazım” dedi.
“YANGIN SÖNDÜRME SİSTEMLERİNİN DE ZORUNLU HALE GELMESİ LAZIM”
Yıldırım, “Emniyet kemerinin takılmasının akıllı sistemlerle beraber denetlenmesi, aynı uçakta olduğu gibi emniyet kemerini bağlamayan yolcu varsa otobüsün hareketini durdurması ve uyarı yapılması gibi kavramlar var. Otobüslerde yangın söndürme sistemlerinin de Ulaştırma, İçişleri, Sanayi Bakanlığı kanalıyla zorunlu hale gelmesi lazım” diye konuştu.
“KORSAN TAŞIMACILIK ÖNLENECEK”
Akıllı sistemlerin sektörün önemli sorunlarından biri olan korsan taşımacılığı da önleyeceğini dile getiren Yıldırım, “Şu anda uzun mesafede uçaklarla fiyatta yarışıyoruz. Uçaklar otobüs fiyatına bilet kesebiliyor, Türk Hava Yolları dahil olmak üzere. Bir taraftan orta mesafede demir yollarındaki volüm giderek artıyor, daha fazla kullanılmaya başlıyor. Ana güzergahlarda demir yolu ciddi bir pay aldı bizden. Sektörümüz son 20 senede yüzde 45 oranında daraldı. Bir de kısa mesafede korsanla uğraşıyoruz. Korsana karşı yaptırımlar yetersiz. Şu anda Beylikdüzü’ne gidin terminal gibi çalışıyor. Kayıt dışı, korsan taşımacılık vergi kaybına neden oluyor. Denetimler yetersiz kalıyor, yaptırımlar yetersiz olduğu için. Çok cüzi cezalar kesiliyor, bin 600 lira usulsüzlük cezası. Adam zaten 10 bin lira kazandığı yerde bin 600 lira vermeye razı. Usulsüz taşımayla ilgili yaptırımların Ulaştırma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, sivil toplum örgütlerimizin ortak kararıyla artırılması lazım. Denetimlerde yakalandıklarında bağlanmaları lazım” şeklinde konuştu.
“HEPİMİZİN DESTEKLEMESİ LAZIM”
Araçların Ulaştırma Bakanlığı’nın U- EDTS sistemiyle entegre olmasıyla bakanlığın eş zamanlı denetim yapabileceğini, veri saklanacağını, herhangi bir kaza vuku bulduğunda geriye dönük kayıtlardan çıkarabileceklerini söyleyen Yıldırım, daha sonra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin sistemi devreye girince onunla entegre olunacağını, belediyelerle de entegre olunarak kazaların önlenmesinde önemli bir adım atılacağını ifade etti. Yıldırım, veri girişleri yanlış olmadığı sürece şehirler arası otobüs taşımacılığında şu anda Türkiye’de kimin, nereden, nereye, ne zaman gittiğinin bakanlık tarafından görebildiğini de söyleyerek “Dolayısıyla Türkiye’de asayişin, terörün önüne geçilmiş olacak. Önemli adımlar bunları, bunları hepimizin desteklemesi lazım” dedi.
“ŞOFÖRLERİN NEREDE OLDUĞUNU BİLGİSAYAR EKRANINDAN TAKİP EDEBİLİYORUZ”
Esenler Otogarında bir otobüs firmasının yetkilisi olan Kadir Kuruşoğlu ise araçlarında takip cihazları olduğunu belirterek, “Bunlar ne işe yarıyor; mesela araçların nerede olduklarını takip edebiliyoruz, şoförlerimize ulaşmadan bilgisayar ekranından. Kaç kilometre yapmış, hız sınırlarını takip edebiliyoruz, yasal hız sınırları aşılmış mı aşılmamış mı, şirket olarak bunları trafik polislerinden önce biz takip edebiliyoruz. Bu daha önceden mecburi değildi. Biz şirket olarak tedbirimizi almıştık. Ama bu yılbaşından itibaren karayolu taşımacılık kurallarına göre takip cihazları mecbur oldu. Bizim kullandığımız sistemsel programlar var ulaştırma ile entegreli, bilet kestiğimiz. Bunlarla entegre olup direk ulaştırmanın ekranına yansıyacak araçlarımızın nerede olduğu, hızları limitleri” dedi.
“KAZA DURUMUNDA YETKİLİLERLE DAHA ÇABUK İLETİŞİME GEÇİLEBİLECEK”
20 yıllık otobüs şoförü Selahattin Öztürk de uygulama yaygınlaşırsa trafik emniyeti açısından, yolcular ve kaptanlar açısından faydası olacağını ifade etti. Öztürk, “Araç takip cihazının aracın nerede olduğunu, nereden, kaçta hareket ettiğini, varacağı noktaya veya uğrayacağı şehirlere kaçta varacağını tespit etmiş olacak. Çünkü güncel olarak hareket saatiyle varış noktası arasındaki mesafeyi biliyor olması gerekir. Yolculuk esnasında en azından bir gecikme olmayacağı, veyahutta herhangi bir kazanın, gecikmenin olması durumunda yetkililerin bu olaydan haberdar olacağı daha çabuk iletişime geçilebileceği düşünülmelidir” dedi. (DHA)