4,5 tonluk granit levhanın altında kalan adamın yardımına arkadaşları koştu ancak gördükleri karşısında kelimenin tam anlamıyla şok oldular. Herkes çığlık atıp ağlarken, arkadaşlarının öldüğünü düşündüler.
Üstüne düşen 4,5 tonluk devasa kütle yüzünü paramparça etti, gözü yuvasından fırladı ve kalbi durdu. Arkadaşları nefes almasını sağlamaya çalıştı ancak ağzı yoktu. Dahası, kafatasının içi bile görünüyordu. Her yer kanla kaplıydı ve uçakla hastaneye götürüldü.
Hastanedeki doktorlar yaşama şansının yüzde 2 olduğunu söyledi, yakınlarına veda etmelerini tavsiye etti. Ancak komadaki Mike Wolo’nun başka planları vardı.
ABD’nin Massachusetts eyaletinde yaşayan Mike Wolo’dan arkadaşı mutfak tezgahı üretiminde kullanılan granit levhaların kamyondan indirilmesinde yardım istedi. Mike önce arkadaşına ‘hayır’ yanıtı verdi, ağırlığı 4,5 tonu geçen devasa levhaların boşaltılmasına geçmişte yardım etmişti ancak şimdi tedirgindi, önceki tecrübelerinde hissettiklerini hatırladı.
ÇIĞLIKLAR DUYUP KOŞTU
Ancak ısrar eden arkadaşını kıramadı ve şantiyeye gitmeye karar verdi. Daha kamyonun yanına varır varmaz işlerin yolunda gitmediğini fark etti, vinç operatörü başka birisiydi. Endişelerine rağmen işe koyuldular, kamyonun tabanındaki buruşmayı fark edip geriye döndüğünde arkadaşı David’in çığlıklarını duydu. Arkadaşının neden bütün gücüyle çığlık attığını anlamaya çalışırken kamyon kasasının içinde koşmaya başladı ve tam o anda 4,5 ton ağırlığındaki granit duvar üzerine düştü.
Granitin doğrudan yüzüne çarpmasıyla savrulup diğer taraftaki taş yığınına çarptı, kaza sırasında kamyonun bir tarafı havalanıp tekrar indi.
ARKADAŞLARI ÖLDÜĞÜNÜ DÜŞÜNDÜ
Arkadaşları hemen yardımına koştu ancak gördükleri karşısında kelimenin tam anlamıyla şok oldular. Mike Wolo’nun kafatasının içerisi görünüyordu, ağzı yoktu; herkes çığlık atıp ağlarken arkadaşlarının öldüğünü düşündüler. Beyninden kan fışkırırken arkadaşları vücudunu baş aşağı çevirip kanı boşaltmayı denedi. Kalbi altı dakika boyunca durdu.
DOKTORLAR YAKINLARINA ‘VEDALAŞIN’ DEDİ
Olay yerine ilk ambulans ulaştığında doktorlar da donup kaldı, Mike’ın yüzüne “Tamam, bu adamın işi bitti” der gibi baktılar. Uçakla hastaneye taşındı, komadan uyandığında ayak parmağından burun deliğine kadar korkunç acılar hissettiği yaralarının büyüklüğünü hissetti: Kırık bir boyun, kırık omuzlar, üç parçaya bölünmüş bir çene, kırık elmacık kemileri, şişmiş ve yerinden çıkmış gözler.
Doktorlar Mike Wolo’nun hayatta kalma şansını yüzde 2 olarak görüyordu ve yakınlarına hastayla vedalaşmalarını tavsiye etti. Erkek kardeşleri kendisiyle konuşurken Mike’la uyanık olduğunu göstermek için onlardan birinin kolunu sıktı. Hastayla vedalaşmaya hazırlanan yakınları için şaşkına çeviren bir sürprizdi, birkaç gün içinde iyileşme dönemi başladı.
YÜZÜNÜ İLK GÖRDÜĞÜ AN
Mike tüm bu dönemde yüzünü bir kez bile görmemişti ve ailesi özellikle aynalardan uzak tutulmasını sağladı. Nedenini bir hemşire bir sabah yüzünü traş etmeye geldiğinde anladı, hemşire traştan sonra “Pekala, bak, tekrar harika görünüyorsun” deyip aynayı önüne tuttu. Mike hayatının en kötü anını yaşayacağından habersizdi, aynada kendini tanıyamadı ve banyo aynasına gitti. The Goonies filmindeki Sloth karakterine benziyordu, “Yalnızca hatırladığım ‘Hayat bitti’ gibi bir dehşet” diye hissettiklerini anlatıyor.
ANNESİ GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Ancak o sırada odada olan annesi oğlunun tepkilerini görünce gözyaşlarına boğuldu, bu sahne Mike’ı daha da mahvetti, “Onu kırdım, onu ağlattım, kendimi suçlu ve berbat hissettim” diyor.
Hastanede odasında yaşananlar, aynı zamanda Mike’ın iyileşmesinde bir dönüm noktası oldu. Her gün daha çok çalışıp başlangıçta yalnızca yüzde 2 yaşam şansı veren doktorları şaşkınlığa sürükledi, kazadan üç ay sonra yeniden snowboard yapmaya başladı. Tamamen iyileşmesi neredeyse bir yıl sürdü, yüzünü bir arada tutan 110 vida ve 20 titanyum plaka aylarca yerindeydi.
Mike Wolo şimdi çocukluk aşkı Rebecca’yla evli, iki çocuk babası. İngiliz The Sun gazetesine verdiği röportajda, kazadan birkaç ay önce kaybettiği bir arkadaşını rüyada görmesiyle hayata tutunduğunu söyledi. Ormandaki bir kütüğün üstünde oturan arkadaşı Mike’a, rüyasında “Hey, burada olmaman gerekiyor. İyi olacaksın” dedi.